Motor Tutkusu
Hikayelerimizin çoğu böyle başlıyor, değil mi? Motor tutkusuyla. Ve çoğumuz için bu tutku, gittiğimiz yolları belirliyor.
Benim motosiklet ile maceram gençlik yıllarımda başladı ve hayatımın merkezinde kaldı. Her türlü motosikleti, her türlü araziyi, Türkiye’nin her yerini kapsadı.
Gemi mühendisliği yaptığım yıllarda kazandığım nitelikler, motosikletim için (o zamanlar 2013 Yamaha Dragstar) koruyucu bir yapı yaratma denemelerime zemin hazırladı.
İlk modeli yapmam beş haftamı aldı. Bu bir tutku projesiydi. Mühendislik becerilerimi çok sevdiğim bir şey için kullanmak çok sevindiriciydi. Benim için mühendisliğe yepyeni bir boyut kattı.
İlk ahşap prototip fena değildi ama içimdeki mükemmeliyetçiyi tatmin etmedi. Tasarımı istediğim kadar zarif değildi. Tamamen su geçirmez değildi. Ama motorcu arkadaşlarımın dikkatini çekti. O zamanlar uzun süredir Türkiye’nin en büyük motor kulüplerinden birinde yöneticilik yapıyordum. Öyle bir ilgi vardı ki, “Modelimi geliştirmek ve onu diğer motorculara sunmak için ne yapabilirim?” diye düşünmeye başladım.
Bunu bir dizi tasarım, deneme, hata, yatırımcı, malzeme ve kalıp deneyleri izledi. 2015 yılında sonuçlanan şey, ilk başarılı MotoKabin modeliydi.
O zamandan beri, iki model daha hayata geçti ve daha da fazlası tasarım aşamasında. Ağustos 2020 itibariyle 1500’den fazla Motokabin satıldı.
Türkiye’de satılan kabinleri kendim teslim ediyorum. İnanın bana, bu kişisel teslimatlara devam etmek benim için oldukça yorucu (son 2 yılda yapılan teslimatlarda 280.000 km yaptım). Ama benim için motorcu ailem önemlidir. Onları tanımak istiyorum. Beni tanımalarını istiyorum. Motorcular bir aileye sahipler ve her zaman da öyle olacak. Bu inkar edilemez bir bağ.
2015 yılında üretime başlandığından beri Motokabin, bugüne kadar 3 kıtada ABD, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Katar, Kuveyt, Kosova ve Türkmenistan olmak üzere dokuz ülkeye ihraç edildi. Ve Motokabin ailesi hızla büyümeye devam ediyor. Bu iş benim gururum… Motorculara her yerde hizmet edebilmek.
–Cengiz Sarıaslan